25 Temmuz 2013 Perşembe

ÖYLE BİR MASAL

Bir masal okunur şimdi
adı bilinmeyen diyarların en ücrasında.
Gözüm değer
ırmak üstünde yürüyen
o ak tenli sevdalara.
Dokunur elleri ile
pamuk tarlalarını sever gibi.
Yürür giderim,
gölgesi önümde uzanan
uçsuz bucaksız bir nehir.
Yürür giderim kıyısından.
Korkar ya ayaklarım
değmez ayak izlerine.

Bir masal tınılanır şimdi.
Çellomun La sesinden kerterez alır
tutar yolunu
keşfedilmemiş nice tonlara.
Adını bilmediğimiz kahramanlar vardır ya
o hep merak ettiklerimiz varlıklarını
onlar yad edilir yine böyle bir gecede
okunan masalın tınıları içinde.
Beyhude kalır kırıklıklarımız
onlar ki düğün kurarlar
bir ırmak kenarında.
Çellomun La sesi ile dans eder misafirleri.

Bir masal ki içinde adı bilinmeyenlerin düğünleri,
çellom, sonsuz bir ırmak ve bilinmeyen diyarların gizleri saklıdır.



22 Temmuz 2013 Pazartesi

Dolunay Söyletti

gün doğar sonra yeniden
sevgili eli değer
arınır ten
ve kutsanırsın
bir sonraki geceye

16 Temmuz 2013 Salı

XX YA DA XY NE FARK EDER?

Yaşamlarımızın sürdürülebilir kılınması adına kurtulmamız gerektiğine inandığım olguların başında gelir cinsiyet algılarımız. Cinsiyet, cinsel kimlik ve nihayetinde cinsel yönelim sorunsallarımızla ile mücadele içerisinde geçen bir yaşamda, insan olmaya dair bir çok detayı ve dahi güzelliği kaçırır olduk. Kapitalizmin coşkunlaşması ile az önce saydığım özelliklerimiz dahi metalaştıkça içinden çıkılmaz bir çatışma ve sorunsallık hali peyda oluvermeye başladı resmen.

Kromozomal yapımın getirdiği biyolojik farklılığımın toplumsal yaşantıma yüklediği yükler canımı sıkıyor artık. Ya da benden farklı bir kromozomal yapıya sahip yoldaşlarımın yüklendiği o yüklerin amansızlığı diyelim bu sıkıntınının sebebi.

XY ya da XX ne fark eder ki?

Erkeklik; XY kromozomal yapıya sahip insan. Dahası safsata, dahası yük. Dayatma ve dahi işkence. Erkek olmanın çileşi var bu dünyada. Görülmeyen ya da itiraf edilmeyen bir çile. İnsan olmanın zaafları dışında robotik bir güç ve otorite sembolü erillik. Naif olmak, estetik olmak, renkli olmak, farklı olmak küllüm yasak. Köşeli bir kapta yetişmeye zorlanmış kübik karpuzlardan farkımız yok aslında. Asan, kesen, ezen, kendi gibi olmayanı kendine eviren, yönetmek ve taşımak yükümlülüğü olan, tüketen, üretmekten bir haber. Kendi başına yaşamaya ırak tutulan. Tutsak yetiştirilen bir insancıklar topluluğu olmak. Önünde her kapının açık her yolun mübah olduğu, beyinsel işletim sisteminin tek düze ve "easy" modunda çalıştırıldığı sıkıcı bir yaşam formu erkek olmak.

Kadınlık; XX kromozomal yapıya sahip insan. Öyle bir hal aldık ki üriner sistem organının telaffuzundan dahi utanç duyulan. Sırf kadın olduğu için ötelenen, ayrı oturtulan. Her kapının kapalı, her yolun günah olduğu, ezilen, pasifize edilen, yok sayılan. Küfürlerin ana öznesi haline getirilen. Taşınması gerekilen yük olarak görülen. Objeleştirilen. Fallikleştirilen. Yaşamak adına beynini en ince detaylarıyla kullanmak zorunda bırakılan, dolayısı ile zekası daha gelişkin, beyni çok kanallı çalışabilen ama her ortamda küfre, tacize, ötekilenmeye mahkum edilmiş yaşam formu. Onurlu bir yaşam mücadelesi kadın olmak.